Gerçek bağımsızlık için 15 altın kural
1 - Kendi paranızı kazanma konusunda sebat gösterin; ama aile şirketi, devlet memuriyeti gibi sizi bağlayan işlere girmeyin. Sevdiğiniz bir konuda uzmanlasın ve piyasada kabul gören yeteneklere sahip olun. Böylece hiçbir şirketin kölesi olmaz, aranan çalışan haline gelirsiniz. İhtiyaçlarınızı da iyi belirtirseniz hatta baştan tanımlarsanız kazanmanız gereken para ve bunun için çalışmanız gereken saat sayısı düşecektir. Kimseye hesap vermeden geçireceğiniz saatlerin sayısı, bağımsızlığınızı temsil eder.
2 - Her adımınızı, gündelik rutinlerinizi bile gözden geçirin. Düşünmeden yaptığınız çoğu şey, bağımlılıklarınızı pekiştirir. İçtiğiniz sigaradan seyrettiğiniz kanala, aldığınız kahveden pişirdiğiniz yemeğe kadar otomatikleşmiş, neredeyse içgüdüsel hale gelmiş gündelik kararlarınızı gözden geçirin. Mutsuz ve bağımlı hayatın en büyük nedenlerinden biri de sorgulanmamış gündelik rutinlerdir. Bunu iş hayatında da uygulayın.
3 - Birden değişmeye çalışmayın. Nasıl bir pazartesi sabahı kalkıp kilo vermeye başlamak ham bir hayalse, birden bire bağımsız olmak da pek mümkün değildir, çevrenizdekileri ürkütecek ani değişimler, radikal kararlar, süslü açıklamalar yapmayın. Zamana bırakın ve çok ufak değişikliklerle başlayın.
4 - Kadın milletinden arkadaşlar edinin. Arkadaşlarınız arasında cinsiyet dağılımını dengeli kılmaya çalışın, kadın milletinin faydaları saymakla bitmez. Kadınlar arkadaşınız olduğunda içlerindeki annelik içgüdüsünü size yöneltip sizinle ilgilenirler, sevgiliniz sizi kullanmaya başladığında erken uyarı sistemi gibi çalışırlar ve en önemlisi varlıklarıyla hayatınıza bir denge getirirler.
5 - Her tanıdığınızın arkadaşınız olmadığını bilin. Çalıştığınız işyerinde, her gün bindiğiniz otobüste, bir kere çıktığınız bir turda tanıştığınız, adını (hatta sadece yüzünü) bildiğiniz herkes arkadaşınız değildir. Tanıdığınız insanlara nazik davranın ama çevrenizi dar tutun, sizi seven ve bu yüzden üzerinizde hak iddia eden, size hesap soran insan sayısını minimize edin. Alıştırma: 1-2 saat muhabbet ettiğiniz insanlardan ayrılırken "görüşürüz!" demeyin.
6 - Biraz suratsız olmayı deneyin. Neşeli bir insan olmak iyidir; ama sıkıldığınızda kalabalıktan sıyrılıp gözden kaybolmazsınız. Bu yüzden insanların çat kapı size gelmesini, ofiste yanınıza çöküp muhabbete başlamasını engelleyecek kadar suratsız olun. Her şeye "evet" demeden önce iki defa düşünün örneğin, bu bile sosyal angaryayı yarı yarıya azaltır.
7 - Ortak karar alındığında kendi fikrinizde ısrar edin. Grup halinde aktivite yapıldığında, örneğin akşam gidilecek filmin seçimi konusunda bile taviz vermeyin, ısrarcı olun; göreceksiniz ki kim diretirse onun dediği olur. Bu yaşa kadar yeterince romantik komedi seyretmediniz mi zaten?
8 - Neleri sevdiğinize başkalarının karar vermesine izin vermeyin. Kimsenin sizi tanıdığından emin olmasına izin vermeyin, "bak sen bunu seversin" cümlesi hem "sen bunu sevmelisin" hem "ben seni avucumun içi gibi biliyorum" anlamına gelir. Bu tip baskıları şık vücut çalımlarıyla geçin, neyi sevdiğiniz sadece sizin bileceğiniz iştir, üstelik sevdiğiniz şeyleri istediğiniz sıklıkta değiştirebilirsiniz.
9 - "Biz" diye konuşan sevgilinizi veya dostunuzu uyarın. Bireyselleşme serüveninizin başladığını vurgulamanın en iyi yolu budur; sizin adınıza çay ısmarlanmasından "biz o herifi sevmeyiz" gibi ifadelere kadar sizi "biz" parantezine almalarına karşı çıkın, gerekirse dostlarınızı uyarın.
1 - Kendi paranızı kazanma konusunda sebat gösterin; ama aile şirketi, devlet memuriyeti gibi sizi bağlayan işlere girmeyin. Sevdiğiniz bir konuda uzmanlasın ve piyasada kabul gören yeteneklere sahip olun. Böylece hiçbir şirketin kölesi olmaz, aranan çalışan haline gelirsiniz. İhtiyaçlarınızı da iyi belirtirseniz hatta baştan tanımlarsanız kazanmanız gereken para ve bunun için çalışmanız gereken saat sayısı düşecektir. Kimseye hesap vermeden geçireceğiniz saatlerin sayısı, bağımsızlığınızı temsil eder.
2 - Her adımınızı, gündelik rutinlerinizi bile gözden geçirin. Düşünmeden yaptığınız çoğu şey, bağımlılıklarınızı pekiştirir. İçtiğiniz sigaradan seyrettiğiniz kanala, aldığınız kahveden pişirdiğiniz yemeğe kadar otomatikleşmiş, neredeyse içgüdüsel hale gelmiş gündelik kararlarınızı gözden geçirin. Mutsuz ve bağımlı hayatın en büyük nedenlerinden biri de sorgulanmamış gündelik rutinlerdir. Bunu iş hayatında da uygulayın.
3 - Birden değişmeye çalışmayın. Nasıl bir pazartesi sabahı kalkıp kilo vermeye başlamak ham bir hayalse, birden bire bağımsız olmak da pek mümkün değildir, çevrenizdekileri ürkütecek ani değişimler, radikal kararlar, süslü açıklamalar yapmayın. Zamana bırakın ve çok ufak değişikliklerle başlayın.
4 - Kadın milletinden arkadaşlar edinin. Arkadaşlarınız arasında cinsiyet dağılımını dengeli kılmaya çalışın, kadın milletinin faydaları saymakla bitmez. Kadınlar arkadaşınız olduğunda içlerindeki annelik içgüdüsünü size yöneltip sizinle ilgilenirler, sevgiliniz sizi kullanmaya başladığında erken uyarı sistemi gibi çalışırlar ve en önemlisi varlıklarıyla hayatınıza bir denge getirirler.
5 - Her tanıdığınızın arkadaşınız olmadığını bilin. Çalıştığınız işyerinde, her gün bindiğiniz otobüste, bir kere çıktığınız bir turda tanıştığınız, adını (hatta sadece yüzünü) bildiğiniz herkes arkadaşınız değildir. Tanıdığınız insanlara nazik davranın ama çevrenizi dar tutun, sizi seven ve bu yüzden üzerinizde hak iddia eden, size hesap soran insan sayısını minimize edin. Alıştırma: 1-2 saat muhabbet ettiğiniz insanlardan ayrılırken "görüşürüz!" demeyin.
6 - Biraz suratsız olmayı deneyin. Neşeli bir insan olmak iyidir; ama sıkıldığınızda kalabalıktan sıyrılıp gözden kaybolmazsınız. Bu yüzden insanların çat kapı size gelmesini, ofiste yanınıza çöküp muhabbete başlamasını engelleyecek kadar suratsız olun. Her şeye "evet" demeden önce iki defa düşünün örneğin, bu bile sosyal angaryayı yarı yarıya azaltır.
7 - Ortak karar alındığında kendi fikrinizde ısrar edin. Grup halinde aktivite yapıldığında, örneğin akşam gidilecek filmin seçimi konusunda bile taviz vermeyin, ısrarcı olun; göreceksiniz ki kim diretirse onun dediği olur. Bu yaşa kadar yeterince romantik komedi seyretmediniz mi zaten?
8 - Neleri sevdiğinize başkalarının karar vermesine izin vermeyin. Kimsenin sizi tanıdığından emin olmasına izin vermeyin, "bak sen bunu seversin" cümlesi hem "sen bunu sevmelisin" hem "ben seni avucumun içi gibi biliyorum" anlamına gelir. Bu tip baskıları şık vücut çalımlarıyla geçin, neyi sevdiğiniz sadece sizin bileceğiniz iştir, üstelik sevdiğiniz şeyleri istediğiniz sıklıkta değiştirebilirsiniz.
9 - "Biz" diye konuşan sevgilinizi veya dostunuzu uyarın. Bireyselleşme serüveninizin başladığını vurgulamanın en iyi yolu budur; sizin adınıza çay ısmarlanmasından "biz o herifi sevmeyiz" gibi ifadelere kadar sizi "biz" parantezine almalarına karşı çıkın, gerekirse dostlarınızı uyarın.