Rasûlullah'in hayatta iken Cennetle müjdeledigi on sahâbîden ve Ilk müslümanlardan biri. Kureys* kabîlesinin Zühreogullarindan Hâris'in oglu olup Câhiliyye* devrinde asil adi Abdulkâ'be veya baska bir görüse göre Abdu Amr idi.
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Erkam'in evindeki faaliyetlerine basladigi günlerde Islâm'a giren Abdurrahman'a bu ismi Rasûlullah vermistir. Ebû Muhammed künyesi ile taninan Abdurrahman'in annesi Sifâ binti Avf b. Adi'l-Hâris b. Zühre b. Kilâb idi. Rivâyete göre Abdurrahman 'Fil Olayi'ndan yaklasik yirmi yil sonra dünyaya gelmisti.
Abdurrahman b. Avf (r.a.) Ilk müslümanlardan olmasindan dolayi Kureys'in zâlim tutumuna dayanamayan ashâb ile birlikte Habesistan'a yapilan Iki hicrete de katIlmisti. Nihayet Rasûlullah, ashâbi Medine'ye hicret etmeye tesvik edince, o da diger ashâb ile birlikte hicret etmisti. Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine'de Ensâr ile Muhâcirler arasinda kardeslikler ilân edince Abdurrahman b. Avf ile Ensâr'dan Sa'd b. Rabî'i kardes ilân etmisti
Ensâr'in ileri gelenlerinden Sa'd b. Rabî' 'Din kardesi' Abdurrahman'a sunlari söylemisti:
"Benim bir hayli malim vardir. Bunun yarisini sana veriyorum. Ayrica Iki esim vardir. Bunlardan birini bosayacagim, iddeti bitince onu nikâhlarsin." Bu büyük âlicenaplik karsisinda Abdurrahman b. Avf kardesine sunlari söylüyordu:
"Cenâb-i Allah malini ve aileni sana mübarek eylesin. Senin bu davranisina karsi Allah ecrini versin. Sen yalniz bana çarsinin yolunu göster, benim için yeterlidir."
Abdurrahman b. Avf (r.a.) ticaret hayatini çok iyi bilen Kureys içinde büyüdügü için bu isin tam bir uzmani olarak Medine çarsisinda alisverise baslamis ve Allah ona büyük servet vermisti. Abdurrahman bu ticârî hayatini söyle anlatir:
"Cenâb-i Allah bana öyle bir nimet verdi ki, bir tasi bile bir yerden kaldirip baska yere koydugumda sanki altin oluveriyordu."
Abdurrahman b. Avf (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bütün gazvelerine katIlmis ve Ilk Islâm cihad hareketinden en güzel sekilde nasibini almisti.
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Erkam'in evindeki faaliyetlerine basladigi günlerde Islâm'a giren Abdurrahman'a bu ismi Rasûlullah vermistir. Ebû Muhammed künyesi ile taninan Abdurrahman'in annesi Sifâ binti Avf b. Adi'l-Hâris b. Zühre b. Kilâb idi. Rivâyete göre Abdurrahman 'Fil Olayi'ndan yaklasik yirmi yil sonra dünyaya gelmisti.
Abdurrahman b. Avf (r.a.) Ilk müslümanlardan olmasindan dolayi Kureys'in zâlim tutumuna dayanamayan ashâb ile birlikte Habesistan'a yapilan Iki hicrete de katIlmisti. Nihayet Rasûlullah, ashâbi Medine'ye hicret etmeye tesvik edince, o da diger ashâb ile birlikte hicret etmisti. Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine'de Ensâr ile Muhâcirler arasinda kardeslikler ilân edince Abdurrahman b. Avf ile Ensâr'dan Sa'd b. Rabî'i kardes ilân etmisti
Ensâr'in ileri gelenlerinden Sa'd b. Rabî' 'Din kardesi' Abdurrahman'a sunlari söylemisti:
"Benim bir hayli malim vardir. Bunun yarisini sana veriyorum. Ayrica Iki esim vardir. Bunlardan birini bosayacagim, iddeti bitince onu nikâhlarsin." Bu büyük âlicenaplik karsisinda Abdurrahman b. Avf kardesine sunlari söylüyordu:
"Cenâb-i Allah malini ve aileni sana mübarek eylesin. Senin bu davranisina karsi Allah ecrini versin. Sen yalniz bana çarsinin yolunu göster, benim için yeterlidir."
Abdurrahman b. Avf (r.a.) ticaret hayatini çok iyi bilen Kureys içinde büyüdügü için bu isin tam bir uzmani olarak Medine çarsisinda alisverise baslamis ve Allah ona büyük servet vermisti. Abdurrahman bu ticârî hayatini söyle anlatir:
"Cenâb-i Allah bana öyle bir nimet verdi ki, bir tasi bile bir yerden kaldirip baska yere koydugumda sanki altin oluveriyordu."
Abdurrahman b. Avf (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bütün gazvelerine katIlmis ve Ilk Islâm cihad hareketinden en güzel sekilde nasibini almisti.